Avustralya'da uzun yıllar boyunca emekli işçi olarak çalışan 65 yaşındaki Fatma Yıldız, kariyerinin ardından köyüne dönme kararı aldı. Hayatının yeni döneminde, özel bir meyve yetiştiriciliği projesine imza atan Yıldız, köyündeki tarımsal potansiyeli değerlendirmeyi hedefliyor. Ülke dışındaki deneyimlerini memleketine taşıyan Yıldız’ın hikayesi, hem tarım hem de girişimcilik açısından ilham verici bir örnek teşkil ediyor.
Fatma Yıldız, genç yaşlarda gittiği Avustralya'da, hem sosyal hem de ekonomik anlamda kendini geliştirme fırsatları buldu. Emeklilik döneminde, kentin kalabalığından uzakta doğayla baş başa bir yaşam sürmenin hayalini kurarak, memleketi olan Türkiye'nin küçük bir köyü olan Ağaçlı’ya geri dönmeye karar verdi. Ağaçlı, Osma’nın en güzel köylerinden biri olarak bilinmesine rağmen, tarımsal anlamda pek de değerlendirilmeyen bir yerdi. Yıldız, buradaki doğal zenginlikleri ve tarımsal potansiyeli değerlendirmek istiyordu.
Köyüne döndükten sonra, tarıma olan ilgisini daha da artıran Yıldız, yerel halkın da desteğiyle, deneyimlerini kullanarak "süper meyveler" yetiştirmeye başladı. Bu özel meyveler arasında Acai, Goji ve Chia tohumları gibi dünya genelinde sağlıklı yaşamın sembolleri haline gelmiş bitkiler bulunuyor. Yıldız, bu meyvelerin yalnızca lezzetli değil, aynı zamanda sağlık açısından faydalı olduğunu belirtiyor. Böylelikle, köyde hem doğal tarımı yaygınlaştırmayı hem de yerel ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor.
"Süper meyve" olarak adlandırılan bu tür bitkiler, besin değeri açısından oldukça zengin olmaları ile dikkat çekiyor. Örneğin, Acai meyvesi, antioksidanlar bakımından oldukça zengin olup hücre yenilenmesini destekliyor. Goji ise göz sağlığını korumasına ve bağışıklık sistemini güçlendirmesine yardımcı olan bir meyve olarak biliniyor. Chia tohumları ise omega-3 yağ asitleri, lif ve protein açısından zengin olmasıyla biliniyor ve birçok sağlık uzmanı tarafından öneriliyor.
Fatma Yıldız, köydeki gençleri ve yerel çiftçileri de bu konuda bilgilendirerek, tarımsal bir devrim yaratmayı hedefliyor. Yaşadığı deneyimlerin yanı sıra, Avustralya’daki tarım tekniklerini de uygulayarak daha verimli bir yetiştirme süreci oluşturmayı amaçlıyor. Tohumların ve meyvelerin doğal yapısını koruyarak, organik tarıma yönelmesi, köydeki diğer çiftçiler için bir örnek teşkil ediyor.
Yıldız, köy halkıyla birlikte "Süper Meyve Festivali" düzenlemeyi planlıyor. Bu festivallerde, hem kendi yetiştirdiği meyveleri tanıtacak hem de aynı zamanda yerel ürünlerin tanınmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Böylece hem tarımsal ürünlerin hem de köyünün tanıtımını yaparak, yerel ekonomiyi geliştirme hedefine bir adım daha yaklaşmayı hedefliyor.
Fatma Yıldız'ın hikayesi, köydeki insanların tarımı nasıl bir fırsata dönüştürebileceğine dair önemli bir örnek sunuyor. Yıldız, hem emeklilik hayatının tadını çıkarırken hem de doğaya olan sevgisini ve tarıma olan tutkusunu birleştirerek, memleketine büyük bir katkıda bulunuyor. Onun çabaları, farklı yaş gruplarındaki insanlara ilham vermeye devam ediyor ve yerel tarım ekosistemine pozitif bir etki yaratıyor.
Sonuç olarak, Fatma Yıldız’ın hikayesi, emeklilik hayatında bile yeni keşifler yapmanın ve hayalleri gerçekleştirecek adımlar atmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Bu öykü, hem bireysel bir başarı hikayesi olarak karşımıza çıkıyor hem de yerel tarımın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Yıldız’ın projeleri, diğer köylere de örnek olacak ve gelecekte, bu tür girişimlerin artmasıyla Türkiye’nin tarım sektöründe yeni bir dönüşüm yaratılabileceği düşünülüyor.