Geleneksel el sanatları, zamanla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırken, bazı insanlar bu değerli mirasları yaşatmak için mücadele ediyor. İşte bu insanlardan biri de, dedelerinden kalan mesleği 21 yıldır eşiyle birlikte sürdüren Ramazan ve Aylin Yılmaz. Çift, 2002 yılında bir araya gelerek sadece birbirlerine değil, aynı zamanda geçmişlerine de sahip çıkma kararı aldılar
Ramazan Yılmaz, aile büyüklerinden miras kalan ahşap oymacılığı ile ilgili becerilerini çocukken öğrendi. Annesi ve babası da bu işten geçimini sağlıyorlardı. Ramazan, 12 yaşında çırak olarak başlamış olduğu bu macerayı, yüzlerce yıl süren gelenekleri modern bir bakış açısıyla harmanlayarak yaşatmaya karar verdi. Eşi Aylin de sanatçı ruhuyla ona katılarak hayallerini gerçekleştirecekleri bir iş yeri açma fikrine destek oldu. Böylece 2002 yılı itibarıyla birlikte "Yılmaz Ahşap Atölyesi"ni kurarak hem yaşamlarını sürdürüyorlar hem de unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatı gelecek nesillere taşımayı amaçlıyorlar.
Atölye, sadece Ramazan ve Aylin’in yanı sıra, pek çok genç sanatçının da uğrak yeri oldu. Geleneksel yöntemlerle yapılan el işleri ve özelleştirilmiş tasarımlar, birçok müşterinin ilgisini çekiyor. Eşsiz el yapımı ürünler, günümüzde hızla yayılan seri üretim ürünler arasında kaybolmadan, kendi benzersiz hikayelerini dinleyicileriyle buluşturuyor.
Yılmaz çifti, atölyelerinin kapılarını her zaman ziyaretçilerine açıyor. Bu, yalnızca üretim sürecinde değil; gelenek ve göreneklerin yaşatılması açısından da büyük bir önem taşıyor. Çift, geleneksel ahşap oymacılığı tekniklerini öğretmek amacıyla düzenli olarak atölye çalışmaları yapıyor. Ziyaretçiler, kendi eserlerini yapma şansına sahip olurken, aynı zamanda bu sanatın inceliklerini de öğreniyorlar.
Aylin Yılmaz, "Bizim için bu iş sadece para kazanmak değil, aynı zamanda bir mirasın yaşatılmasıdır" diyor. "Dedelerimin, ailemin geçim kaynağı olan bu sanatı, genç nesillere aktarmak istiyoruz. Onlar da kendi elleriyle bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşamalı." Ramazan Yılmaz ise, "Geleneksel zanaatkarlık, yalnızca geçmişin izlerini taşımaz; aynı zamanda geleceğin de ışığını barındırır" ifadelerini kullanıyor.
Yılmaz çifti, sosyal medyayı ve dijital platformları da etkin bir şekilde kullanarak işlerini büyütmeye çalışıyorlar. Atölyeden çıkan bazı ürünler, online satış platformları üzerinden satışa sunuluyor. Bu sayede, sadece yerel değil, uluslararası bir kitleye de ulaşmayı hedefliyorlar.
21 yıl boyunca edindikleri tecrübe, çiftin üretim alanında daha yenilikçi ve yaratıcı olmalarını sağladı. Ramazan ve Aylin, son yıllarda farklı malzemeler ve tasarım anlayışları ile yeni koleksiyonlar oluşturdu. Bu da onların sanatını daha güncel ve ilgi çekici hale getiriyor.
Çiftin başarı hikayesi, yalnızca kendi miraslarını yaşatmakla kalmayıp, aynı zamanda çevrelerindeki insanlara da ilham kaynağı oluyor. Bu tür öncülükler, toplumsal önem derecesi yüksek olan el sanatlarının gelecekte de var olabilmesi için büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, Ramazan ve Aylin Yılmaz’ın hikayesi, geleneği ve geçmişi modern hayatla buluşturmak isteyen her sanatçı için bir örnek teşkil ediyor. Dedelerinden miras kalan bu değerli sanatı 21 yıldır başarıyla yaşatan Yılmaz çifti, gelecek nesillere bırakacakları bir miras oluşturmanın yanı sıra, sanatsal bir yolculuğun da kapılarını aralıyorlar. Onlar gibi düşünen daha birçok sanatçı, bu geleneği sürdürmek ve yaşatmak adına benzer çalışmalar yaparak bu tür eserlerin değeri hakkında halkı bilinçlendirmeleri önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, bir geçmişi yaşatmak, geleceğe ışık tutmak demektir.