Hayatta her dönemin ayrı zorlukları ve umutları vardır; bazı insanlar emeklilik aşamasına geldiklerinde artık dinlenip hayatın tadını çıkaracakları bir dönem hayal ederken, bazıları ise hayallerini gerçekleştirmek için yeni bir yolculuğa çıkarak iş dünyasına adım atmayı tercih ediyor. İşte bu hikaye, Torbalı’nın güzel köylerinden birinde yaşayan bir emeklinin, devletin sunduğu fırsatlarla hayallerini nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Emekli olduktan sonra memleketine dönen bu vatandaş, devlet destekleriyle kendi işini kurarak sadece kendi hayatını değil, çevresindekilerin hayatını da değiştirmeyi başardı.
Emekli olduktan sonra hayatının yeni bir dönemine geçtiğini düşünen Mehmet Yılmaz, uzun yıllar şehir dışındaki bir fabrikada çalıştıktan sonra memleketi Torbalı’nın doğal güzellikleriyle dolu köyüne dönmeye karar verdi. Kent hayatının stresinden uzaklaşmak ve huzurlu bir yaşam sürmek amacıyla köyüne yerleşen Yılmaz, burada yıllardır hayalini kurduğu bir iş kurma fikrini hayata geçirmeye karar verdi. Yılmaz, devletten aldığı hibe ve destek kredileriyle küçük bir tarım işletmesi açma hayalinin peşinden koşmaya başladı.
Mehmet Yılmaz’ın bu süreçte devlet desteklerinden yararlanması, onun için önemli bir dönüm noktası oldu. Emeklilik sonrası hayatında yeni bir sayfa açmak için Tarım ve Orman Bakanlığı'nın sunmuş olduğu hibe programlarından yararlanmayı hedefleyen Yılmaz, çeşitli projeler geliştirdi. Bu projeler ile hem kendine yeni bir iş kurarken, hem de köydeki gençlerin istihdamına katkı sağlama amaçladı. Yılmaz, devletten aldığı destekle küçük baş hayvancılık ve sebze yetiştiriciliği yaparak, hem kendi geçimini sağladı hem de diğer köy sakinlerine örnek oldu.
Yıllarını şehirde geçiren Mehmet Yılmaz, köyüne döndükten sonra yalnızca kendi işini kurmakla kalmadı; aynı zamanda komşularının ve köyündeki diğer vatandaşların da ekonomilerini canlandırmak adına çeşitli istihdam projeleri başlattı. Yılda 100 ton sebze üretmeyi planlayan Yılmaz, bu kapsamda oluşturduğu ekip ile beraber köyün verimli topraklarını değerlendirerek hem kendi işletmesini büyüttü, hem de iş imkanı sundu. Ürettiği organik sebzeleri yerel pazarlarda satmaya başlayan Yılmaz, tarım sektöründe fark yaratmayı başardı.
Üretim yaparken çevresindeki insanlarla olan dayanışmayı unutmayan Yılmaz, köydeki diğer çiftçilerle de iş birliği yaparak birlikte çalışabilmenin önemini fark etti. Bu süreçte, organizasyon çalışmalarıyla köylülerin bir araya gelmesini ve bilgi alışverişi sağlamasını sağladı. Emekli olduktan sonra giriştigi bu yolda, sadece kendi işini değil, tüm köyü de kalkındırmayı hedeflemesi sosyal dayanışmanın güzel bir örneği oldu.
Böylece, Mehmet Yılmaz’ın hayali gerçeğe dönüşerek, kendisi gibi pek çok insanın önünü açtı. Şehir hayatının koşuşturmacasından uzaklaşırken, köyündeki insanlarla takım olmanın verdiği mutluluğu yaşadı. Hem ürettiği organik ürünler hem de çevresindeki insanlara sunduğu iş olanakları ile Yılmaz, emekliliğin yalnızca dinlenmek değil, farklı bir yaşam kaynağına dönüşebileceğini gösterdi.
Sonuç olarak, Mehmet Yılmaz gibi birçok emeklinin devletten aldıkları desteklerle kendi işlerini kurması, hem bireysel anlamda bir kazanç sağlarken hem de toplumsal kalkınma adına büyük katkılar sunmaktadır. Bu tür hikayelerin artması, Türkiye’deki emeklilerin daha üretken ve katılımcı bir yaşam sürmelerinin önünü açacağı gibi, yerel ekonomilerin de canlanmasına yardımcı olacaktır. Yıllarca çalışmış bir bireyin hayallerinin gerçek olması, hem kendi mutluluğunu artırmakla kalmayacak, hem de etrafındaki insanlarla birlikte büyüyen bir sinerji yaratacaktır.