Denizlerdeki hamsi avı, bu yıl beklenmedik bir düşüşle sona erdi. Balıkçılar, av sezonunun yeni başladığı dönemde karşılaştıkları hamsi kıtlığı nedeniyle alternatif çözüm yolları aramaya başladı. Hamsinin azlığı, hem balıkçılar hem de tüketiciler açısından büyük endişelere yol açtı. Bu yıl tüm Türkiye’yi etkileyen balık avı sezonunda, pek çok tekne ve balıkçı, hamsi avına çıkarak büyük umutlarla denize açılmasına rağmen beklenen miktarda hamsiyi bulamayınca, sezon ortasında teknelerini limana çekmek zorunda kaldı. Peki, yaşanan bu hamsi kıtlığının nedenleri neler? İşte detaylar...
Hamsinin denizlerde azalmasının ardında yatan pek çok faktör bulunuyor. Öncelikle iklim değişikliğinin deniz ekosistemleri üzerindeki etkisi, hamsi avının akıbetini etkilemiştir. Denizin sıcaklık değişiklikleri, hamsinin yaygın olarak avlandığı bölgelerdeki balık popülasyonunu doğrudan etkilemekte. Ayrıca; aşırı avlanma, hamsi gibi popüler türlerin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Bu noktada, aşırı avlanan türlerin biriktiği bölgeler, ekosistem dengesini bozarak hamsinin sayısını azaltıyor.
Uzmanlara göre; hamsi avında yaşanan bu beklenmedik düşüş, denizlerin kirlenmesiyle de ilişkili. Tarımsal faaliyetler sonucu oluşan su kirliliği, gerek balıkların üremesini, gerekse de hamsi gibi bazı balık türlerinin sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmesini zorlaştırıyor. Ortaya çıkan bu bakteriyel ve kimyasal kirlilik, deniz canlılarının besin zincirini tehdit ederken, doğal av ortamlarının da yok olmasına neden oluyor.
Hamsi avındaki bu kıtlık, özellikle balıkçılar için yeni bir yol haritası oluşturmayı gerektiriyor. Balıkçılar, sadece hamsi değil, diğer deniz ürünlerine yönelerek alternatif avlar peşine düşmeye başladı. Mırmır, palamut, kılıçbalığı gibi diğer türler üzerinde yoğunlaşan balıkçılar, mevcut durumun üstesinden gelebilmek adına yeni stratejiler geliştirmek zorunda. Aynı zamanda, sürdürülebilir balıkçılık yöntemleri üzerine eğitim almak, deniz kaynaklarının korunması açısından da son derece önemli.
Balıkçılar öte yandan, yasak ve kotalara da dikkat etmelidir. Denizdeki kaynakların sürdürülebilirliği sağlanmadığı sürece, hamsi gibi önemli türlerin yok olması riski devam edecek. Çeşitli deniz koruma alanlarının oluşturulması, denizlerin daha sağlıklı bir şekilde korunmasına yardımcı olabilir. Bu noktada yerel yönetimlerin ve balıkçı kooperatiflerinin iş birliği içinde hareket etmesi büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, hamsi avındaki bu ani düşüş, sadece balıkçılar için değil, tüm deniz ekosistemi için bir alarm zili niteliğinde. Denizlerin korunması, bu ve benzeri kıtlıkların bir daha yaşanmaması adına kritik bir öneme sahip. Üretimden tüketime her aşamada farkındalığın artırılması, deniz yaşamının sürdürülebilirliği için büyük bir adım olacaktır. Herkesin dikkat göstermesi gereken bu konu, yalnızca balıkçılarla sınırlı kalmamalıdır; toplum genelinde bir bilinç oluşturulması şarttır. Bu sezon yaşanan hamsi kıtlığı, bizlere denizlerin korunması gerektiğini hatırlatan önemli bir gelişme oldu.