Kuzey Kore, dünya genelinde insan hakları ihlalleri ve bilgi kısıtlamalarıyla bilinirken, son dönemlerde cep telefonları üzerinden gerçekleştirilen izleme faaliyetleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Ülkede, vatandaşların iletişimlerini ve içeriklerini denetlemek için özel olarak tasarlanmış yazılımlar kullanılıyor. Bu yazılımlar, bireylerin gündelik yaşamlarını etkileyen bir tehdit unsuru haline gelerek, Kuzey Kore'nin casusluk faaliyetlerini daha da derinleştiriyor. Ancak akıllı telefonların gizli birer 'casus' haline gelmesi, sadece ülkedeki vatandaşları değil, aynı zamanda yurt dışında yaşayan Kuzey Korelileri de tehdit ediyor. Peki, bu durumun ardında yatan sebepler neler?
Kuzey Kore, cep telefonları için tasarlanmış özgün bir casus yazılım olan 'Cümleleri Rejim Yazıyor' (ÇRY) ile tüm iletişimlerini sıkı bir gözetim altına alıyor. Bu yazılım, kullanıcıların metin mesajlarını, arama kayıtlarını ve sosyal medya etkileşimlerini izliyor. Israrla gizlenmiş olan bu uygulama, cep telefonuna uzaktan yüklenebiliyor ve kullanıcıların telefonları açıldığı andan itibaren tüm verileri topluyor. Bunun yanı sıra, yazılım sayesinde kullanıcıların konum bilgileri de anlık olarak takip edilebiliyor, böylece hükümet istihbarat birimleri, potansiyel 'düşman' ya da muhalif kişilerin nerede olduğunu tespit etme olanağına sahip oluyor. Kuzey Kore'de, bu yazılımlar aracılığıyla insanların günlük yaşamları üzerinde derinlemesine bir müdahale gerçekleşiyor.
Kuzey Kore'nin bu türden cep telefonları aracılığıyla yürüttüğü izleme faaliyetlerinin bir sonucu olarak, ülkede büyük bir korku ve belirsizlik hâkim. Vatandaşlar, devletin kendilerini izlediğini bildikleri için özellikle iletişim kurarken dikkatli davranmak zorunda kalıyorlar. Bu durum, bireylerin özgürce fikirlerini ifade etme yeteneklerini kısıtlarken, aynı zamanda toplumda bir 'gözetleme kültürü' oluşturuyor. Korku ortamı, bireylerin devlet karşıtı düşüncelerini bile açıkça dile getirmelerini engelliyor. Ayrıca, Kuzey Korelilerin yurt dışındaki akrabalarıyla iletişim kurabilecekleri sosyal medya platformları da güvenilir bir seçenek haline gelmiyor. Bunun sonucunda, ailelerin bile birbirleriyle olan bağları zayıflıyor ve kin, nefret ve stratejik düşmanlıklar çoğalıyor. Kuzey Korea'nın kendi vatandaşlarına uyguladığı bu gözdağı politikası, dünya genelinde insan hakları ihlallerine karşı dikkatleri artırıyor ve daha fazla farkındalık sağlamak için uluslararası toplumun harekete geçmesini gerektiriyor.
Kısaca, Kuzey Kore'nin cep telefonları üzerinden kullandığı gizli casus yazılımlar, hükümetin baskıcı politikalarını sürdürmesine ve vatandaşlarının kişisel yaşamları üzerindeki kontrolünü artırmasına olanak sağlıyor. Bunun yanı sıra, bu durum uluslararası toplum için ciddi bir soru işareti oluşturmakta: Özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda yaşam mücadelesi veren Kuzey Korelilerin geleceği ne olacak? Herkesin yanıtını merakla beklediği bu sorunun yanı sıra, giderek artan insan hakları ihlalleri ve dijital gözetim pratikleri, Kuzey Kore’nin trajik hikayesinin bir parçası olarak kaydedilmeye devam ediyor.